"HAYRİYE DABANOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU " 4-B SINIFI BENİM SINIFIM
  KARNE KORKUSU
 

 

 

KARNE  Çocuğunuzun Niteliğini Ölçmez!

Karne zamanı, kötü not bekleyen çocukların, saklama ya da kaçma yolunu, ailelerin ise cezalandırmayı tercih ettiklerini belirtiliyor. İki taraf da çözüm yolu olarak daha yapıcı bir yaklaşımı seçmek yerine; çocuklar kaçmayı hedeflerken, veliler de çocukların kaçmalarına neden olan cezayı amaçlıyorlar. Özetle, iki taraf da aslında oluşan bu sonuçla ilgili olarak ne yapacağını bilmiyor. Bu bilememek ve sonucu kaldıramamaktan dolayı işlevsel-fonksiyonel olmayan baş etme mekanizmalarıyla hareket etmeye başlıyorlar.
Karne korkusuna yaklaşım
Peki ne yapılması gerekiyor? Uzman gözüyle öncelikle karne korkusuyla baş edilmesi büyük önem taşıyor. Karne korkusu denilen şey aslında karne alındıktan sonra nelerin olacağı düşüncesiyle ilgili bir korkudur. Ne olacak endişesi olmasa karnenin tek başına bir korku yarattığını söylenemez. Karne ile ilgili beklentiler anne-babanın büyük ölçüde gündemini oluşturuyor. Genellikle karne konusuna ya çok ‘hayati’ yaklaşmaktalar, ya da bunu çocuklarının ‘gerçek niteliğini ölçen’ bir araç gibi görmekteler. Halbuki karne  çoğu zaman çocuğun belli bilgileri, ne kadar iyi ‘ezberlediğinden’ başka bir şey ölçmez. Karne ile ne çocuğun zekası ( IQ), ne kişisel nitelikleri, ne de yetenekleri ölçülmemektedir. Karne çocuğun kapasitesini  tümüyle yansıtan bir değerlendirme aracı değildir.
Anne babalara öneriler
Ailenin çocuğuna olan bakışını değiştiren, çocukta ruhsal sorunlara neden olan karneye yaklaşım aslında yetiştiriliş tarzıyla yakından ilgili.  Aileler geleneksel ya da mükemmeliyetçi özellikleri dolayısıyla çocuklarından onların “yapamayacağı” ya da belki daha doğrusu “yapmak istemeyeceği” şeyleri  bekler. Karne denilen bu araca çok fazla anlam yüklemekten vazgeçmeliler. Çocuklar ister iyi not alsınlar, ister kötü, anne-babalarının onları hala sevdiğini bilmeliler. Belki o zaman saklamak durumunda kalmayacaklardır. Hala sevildiklerini bildikleri için de korkuları azalacaktır. Çocuklar için yapılması gerekenler daha basit bir çerçevede ele alınabilir; örneğin çocuğa kırık not aldığı ders konusunda ek destek sağlamak ve belli bir dersi çalışmasına engel olan  kişisel/duygusal faktörleri belirlemek gibi. Ancak anne-babanın bu işe, kendi çocukluklarından da başlayıp daha geniş bir çerçeveden bakmaları ve kendileri hakkındaki farkındalıklarını artırmaları gerekmektedir. Acaba karne kaygısı altında yatan şey kendi ‘güvensizlikleri’, kendi ‘mükemmelliyetçilikleri’ mi, yoksa kendi ‘hırsları’ mıdır? Çocuğu olduğu gibi kabul edip, ona karşılaştığı bu zorluk karşısında destek olmaktan ziyade ona ceza vermeye iten şey mutlaka kendileriyle ilgili bir sorunu akla getiriyor. Bu sorunun ne olduğunu anlamaktaki sorumluluk kendilerine aittir. Ama bunu anlamakta kendilerine yardımcı olması için bir uzmanla görüşmeleri kesinlikle doğru olacaktır
(Bu yazı ailem .com dan alınmıştır.)

Yapılan yanlışların başında; çocugun aldıgı karnede sadece çocuk sorumlu tutulmasıdır.Ailenin hiç mi payı yoktur bu sonuçta.Aile bunu bilerek kendilerinin hangi konuda yanlış yaptıklarını sormalıdır.Karne dünyanın sonu degil bir fırsat olarak görülmeli tatilde yapılan çalışmalarla eksiklikler giderilmelidir.Çocugun başarısızlıgının nedeni arştırılmalı başarısızlığın kaynagı teşpit edilmelidir.Çocukları tatilde  sıkmadan eksiklikleri gidermeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
                                                                                     (Handan Vahide YAZKI)

 
  Bugün 6 ziyaretçi (11 klik) kişi burdaydı!  
 
Hayat Bayram Olsa - SENAY Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol